İçeriğe geç

FETÖ YARGILAMALARI

Oldum olası ağlak insanları sevmem. Bir Fetoş, iki Bülent Arınç. Bunlarla hiç yıldızım barışmadı.

Bülent Arınç kendisine suikast yalanıyla kozmik odaya girilmesini sağladı. Darbe girişiminden sonra da; “Bana ahmak diyebilirsiniz.” diye açıklama yapıp sorumluluktan sıyrılıverdi. Fetoş’un ihaneti zaten izahtan vareste.

Bu ağlak tavırları nedeniyle otuz senedir Fetullah Gülen’e Fetoş derim. Bu yüzden çok azarlanmışımdır. Şimdi devran değişti, hoca efendisini yere göğe sığdıramayanlar artık hızlı birer Fetö düşmanı.

Ortaokul Türkçe öğretmeninin veya açık çarşı seyyarının aldanması makul sayılabilir. Ancak devletin istihbaratını da elinde tutan muktedirlerin ilkokul terk bir vaiz için; “Aldanmışız, Allah af etsin!” demeleri sakil duruyor.

Bank Asya’da üç kuruş parası bulunanların yargılandığı, o bankanın açılış kurdelesini kesenlerin Allah tarafından affedildiği günleri yaşadık, yaşıyoruz.

Darbecilerin yargılanmaları ve üst hadden cezalandırılmaları, her hukukçu gibi benim de dileğimdir. Devlet denen o güçlü aygıtın bunu âdil şekilde yapması gerekir. İster emniyet müdürü, ister general her kim olursa olsun yargılanmalıdırlar. Lakin bu yargılamalara, onları o makamlara atayanların da dâhil edildiğini görmek isteriz.

Beyin takımının çoğunun yurt dışında olduğu, kaçtığı/kaçırıldığı, siyasilerin de sorumlu tutulmadığı bir yargı düzeninde çaycıyı çorbacıyı mahkûm etmekle yetinilmesi, insanlara adaletin tecelli ettiği duygusunu vermemektedir. Hele bu soruşturma ve yargılamalar esnasında yeterli özenin gösterilmemesi, fahiş  hatalar yapılması, bir kısım masumların mahkûm ya da mağdur edilmesi gibi hususlar artık kanayan bir yara hâline gelmiştir. (Burada işini titizlikle yapan savcıları, kolluğu ve hâkimleri ayrı tutuyorum. Şikâyetlerimizin aksine, adaleti üstün tutan birçok takipsizlik, beraat ve mahkûmiyet kararları da var.)

Bu örgütün palazlanmasında sorumluluğu bulunan, amiyane tabiriyle bu örgüte yol veren siyasilerin ve bürokratların da hesap vereceği günlere inancımızı henüz kaybetmedik. Eğer bu yapılmazsa devlet, dün Fetö, yarın başka bir cemaate zimmetlenecek.

Devlet, kolluk ve adli sistemin daha titiz, daha âdil hareket etmesi adına, Fetö davalarıyla ilgili birkaç hikâyemi paylaşmak istedim ve bu yazı dizisini hazırladım. Birilerini aklama yahut masum gösterme derdinde değilim. O adaletin işi. Benim derdim Allah’ın affedip etmediğine bakmaksızın, ahmaklar da dâhil, hak edenlerin hak ettiği kadar cezalandırılması.

Kategori:Koridor Hikayeleri (1. Baskı)

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir